bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      göktürk hakanı bilge kağan'ın kardeşi kül tigin'in ölümü üzerine bilge kağan tarafından dikilmiştir. yazıcısı yollug tigin'dir. (bkz: orhun yazıtları)
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      veya kül tigin kitabesi, bilge kağan'ın kardeşi, i̇kinci doğu göktürk kağanlığı'nın yöneticisi kül tigin'in ölümü üzerine ms 732'de orhun vadisinde diktirilmiş yazıt. kül tigin yazıtı,kül tigin'in ağabeyi ve köktürklerin kağanı bilge kağan tarafından, 732 yılında,kardeşi adına,kardeşinin hizmetlerinden dolayı ona duyduğu minneti göstermek amacıyla,dikilmiştir.bu yazıtta bilge kağan konuşur. türkologların orhun yazıtları olarak adlandırdıkları yazıtlardan biri olan kültigin yazıtı, türk dilinin en eski yazıtlarındandır. moğolistan'da eski moğol başşehri karakorum'un 32 km. güneyinde, eski uygur başkenti karabalasagun'un 28 km. güneybatısındadır. boz bir granit kaya üzerinde duran dört yüzlü bir yazıttır. üç yüzü(kök)türkçe metinden; bir yüzü (batıyüzü)ise, çince metinden oluşur. 18 temmuz 1889'da rus etnograf nikolay yadrintsev tarafından bulunmuş ve danimarkalı dilbilimci vilhelm thomsen tarafından danimarka kraliyet akademisi'nin kopenhag'daki 15 aralık 1893 tarihli oturumunda çözülmüştür. kül tigin yazıtı mermerden yapılmış dört yönlü bir taştan ibarettir. bu taşın boyu 3.75 metredir. üzerindeki yazıların boyu ise 2.75 metre, doğu ve batı yüzleri altta 1.32 metre, üstte 1.22 metredir. kuzey yüzü 46 cm, güney yüzü ise 31 cm'dir. (bkz: xuan zong) (bkz: göktürkçe)
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kırkbir adımlık tam keser yolunu, dört adımlık kapı açar kolunu. her yerde saygılı, sessiz bekleyiş, yalnız gözler işler, gönül özleyiş... doksanaltı adım gelir yanları, üç kargı yükselmiş kerpiç tamları kerpiç pişmiş tuğla olup örülmüş taş örgünün arasına gömülmüş yönelip kapıya adım atalım, içine girelim, ne var bakalım! içte geniş avgun, üstünde köprü. konuğa geçittir. çıkarıp börkü, geçelim üstünden bu ince suyun. çevreyi gözetip o, kutlu soyun. anlattığı kutsal öğütler bir bir, çıksın karşımıza görelim nedir? gölün kıyısından karşılık bakar, birinin sağından göle su akar. birinin sağından çıkar su gölden, bir apaç boruya avgundan gölden, süzülür, kırışır, akar, şarıldar. gölün yanlarından gözler parıldar. burmalı boynuzlu iki koç durur, başları havada sanki tos vurur. arka ayakların büküp çömelmiş, dur! özüm buraya önceden gelmiş. köprüyü geçince yer dört köşeli, bir buçuk karışlık tuğla döşeli kapıdan on-onbir adım uzaklaş tosbağa sırtında yazılı bir taş hem güçlü diridir uzun yaşıyla, üç adımdan çoktur boyu başıyla yüzyıllık tosbağa altında yükün, içten ürperince saygıyla yükün... (bkz: yükünmek) bir kireç taşı ki, yazıp dikilmiş, tepesi yontulmuş, ucu sivrilmiş. dört köşe taşı beş, yapmışlar üstte yuvarlak su tutmaz yontmuşlar üstte, onsekiz karıştır boyu bu taşın, dört yüzü yazılı bir buçuk arşın, doğu-batı yüzü beşbuçuk düzde, üstte beş karışlık damgalı yüzde; demirkazık yüzü, günortası dar, dipte iki karış üstte daha dar. doğuda kırk satır göktürk yazısı, o günden seslenir gönül sızısı günbatı yüzünde çin fağfurunun (bkz: fağfur) konuştuğu çince yazı doğunun, konuşan geçmişi başka çince'den iki satır türkçe çınlar inceden. kuzey-güneydeki iki yüzünde, yukarıdan onüç satır sözünde. der ki bilge kağan: "kül tigin'i, tanıyın, buduna ne ettiğini, öğrenin nasıldır, erlik ne demek? yarışın, budua verin tin, emek" anlatır geçmişi baştan aşağı, inen onüç satır üstten aşağı, satır boyu yakın, say, on karışa, yazan murçlar sanki çıkmış yarışa. kıyılar yonulup biraz düzlenmiş, bir satır içinde çağlar gizlenmiş. doğu yan üstünde damga kazılmış, altına dikine yazı yazılmış. yazuksuz katıksız yandaki yeğer, kazılmış alına. boşaltıp eğer, (bkz: eğer boşaltmak) gelirler baturlar okur bu taşı. binüçyüze yakın bu taşın yaşı* *: 2000 yılında yazılan bir şiir olduğundan dolayı o tarih ölçü olarak alınmıştır. kül tigin anıtı 2000 yılında tam olarak 1269 yaşındaydı. dipnot l: şiir anlaşıldığı gibi kül tigin anıtını anlatmaktadır ve devamı vardır. fakat üşendiğim için devam etmeyeceğim. devamını ya bu entiriye editleyerek eklerim, ya bu başlığa başka bir entiri olarak girerim, ya da (bkz: türkçü şiirler) başlığında devam ederim. başka bir entiri girerek devam edersem entirino'sunu bunun altına editlerim. saygılarımla. dipnot ll: gizli bkz içindeki kelimelerin anlamları ilgili başlıklarda yazmaktadır. dipnot lll: kaynak rıdvanoğlu ahmet eğilmez - orkun yazıtları kül tigin yazıtı manzum
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üstnot: bir üstteki entirinin devamıdır. neler varsa içinde gezelim bu yapıyı, yönelip geçiyoruz açık duran kapıyı. sağda-solda diz çöküp konuğa saygı sunan iki erkek karşılar elinde çevre tutan. başı börklü çift katun temizliği aklığı, anlatır gelenlere geçmişte ki saklığı. elde kılıç iki , ayakta bekler durur, kabararak yürekler pek hızlanır tok vurur. elinde gözgü tutan ayaktaki erkekler, bizi bize gösterir saygı sunar ve bekler. geçerken iki yanda karşılıklı durmuşlar, seslenseler sanırsın köse tokmak vurmuşlar başları hep börklüdür uzun etek çizmeli tokalı enli kurla bellerinden büzmeli sanki yayca ay inmiş uçları yere batmış, bıyık olup ağzını çevreleyip kuşatmış. dört karış yüksekteki tamları ak sıvalı, yapı içinde yapı, girip ona bakmalı. her bir tamı onsekiz adımlık bu yapının, içine girmek için yönelinen kapının, açıldığın görüp de az bir ışık içinde, gözler alışadursun, düşünceler içinde, göktürkler'in çağında gel de az yaşayalım. neler görüp geçirmiş geçmişe danışalım. bedizlenmiş tamları aktarıyor geçmişi, gelen konuk esriktir, esrir kömen içmişi. gönüller dolup taşar, kutsal duygu deprenir. öyle irkilmektir ki, kuru kemik deprenir. ışıklar karanlıkla dönüşünce loşluğa, ürpertici sessizlik çeker dipsiz boşluğa. eğer bir türk seslense duyanlar hemen susar, it değil erkek aslan olsa bile kan kusar* tanrı korursa bulur kurtuluşu elinden, uçsa bile savrulur türk okunun yelinden. doğru ise bu türkler nasıl tutsak edilmiş? çelikten kılıçları böyle derin kedilmiş. sürdürelim gezelim, atadan dinleyelim tünde uyurken değil, gündüz berinleyelim. (bkz: berinlemek) iç yapıyı gezerken bakarak bedizlere, şöyle gittik geçmişe yüklenip bu dizlere. o çetin savaşları bedizler anlatıyor. bak atılan uran boşluğu çınlatıyor. duyar gibi oluruz şakırtı, kişnelemeler, bakarak yürüyoruz, tamdaki işlemeler, iç tamın uzunluğu geliyor ondört adım, her tamı bir ölçüde çevresi altmış adım. oniki gürgen direk omuzlamış çatıyı, buradadır çığnayan doğuyu ve batıyı (bkz: çığnamak) oluklu kiremitle kaplamışlar üstünü. çift çatı arasından ışık sızar güz günü. ak sıvalı bu yapı kül tigin'in ocağı. konukları karşılar açık durur kucağı. doğudan üç basamak eşiklerden girilir. batı da üç basamak eşiklerden, inilir. girilen son eşiğin her iki yanındaki, iki arslan kükremiş taş değil diri sanki. yapının ortasında altı adım boyunda, durur taştan yükselti hemen onun sonunda yükselti ortasında büyükçe üç çukur, arkasında kül tigin evdeşiyle bulunur. oturmuşlar yan yana, yeri döğsün dizimiz, bağır basıp duralım karşısında ikimiz. başında uzun kalpak, kartallı bezemeli, türk olan o yapıya varmalı özlemeli, yönleri doğudur kül tigin ile eşi, yan yana oturmuşlar konuğu ve güneşi, karşılar konuklara derler: "sözlerimizi tutun ha, iyi bakın açıp gözlerinizi göz atın şu çevreye, görüp de unutmayın! biz bunları yaşadık, siz gönül avutmayın! alpa alplık yaraşır, alp alp ile yarışır, alp alplığın bilmezse parsla sıçan karışır. şu sarışın çinli'nin yumuşak ipeğinde, kargımız işlemedi, onun ılık beyninde. boyunduruk yetmiyor, o sokma boyunları, sinsi, kinci, tuzakçı, incedir oyunları! kıyatkanı böğürtüp yere yıkan kargımız delmedi ipeğini sançtık ise kangımız(hangimiz). boynuzdan yaptığımız çekilen yayımızda, (bkz: boynuzdan yay) boşlukta ıslık çalan oklar saldığımızda... çeri kalkanlarını delip geçerdi, ancak! delemedi çinli'nin ipeğini yalıncak. altay'da, koko dağ'da açtık demir ocağı, (bkz: koko dağı) demiri döğdük, yaptık kılıç ile bıçağı. çifte suyu vererek eğri kılıçlar döğüp, bu havalı çelikle tunç tolgayı da bölüp, içindeki kafayla iki ayırıp böldük. ince yumuşak ipek kesilmedi biz gördük soğuk sert çeliğimiz ılık yumuşak beyni, bir de ince, yumuşak, kesmedi ipeğini. ipeğe bürüneni ısırgan otu dalar, süngü, ok, kılıcımız ısırgan otu kadar, dalamadı çinli'yi nedenini düşünün; bin yıl önce böyleydi şimdi, yarının dünün, çağlar akar değişmez tanrı'nın buyrukları, şaşmaz hep öyle işler tanrı buyurdukları. dişi çinli girince, türk otağı içine! türk'ün kutlu güçleri taşınır bolca çin'e! kağanlar bunu yapıp töremizi bozdular, töre bozulsa düşün, yelme salan ordular, unutur, kargı sançmaz, hiç anmaz ulu dilek, sü olur ok uçurmaz, bulmaz tutamak bilek. törene sıkı sarıl, oğul kökünden kopma! soyundan başkasına kanma ve hiç unutma! elin, dilin, belini kaptırma ki tuzağa, buyruk salsan duyulur yakına hem uzağa töremize yapışıp dalmak varken öğünce! töre atıp diz döğmek, dalmak neden ökünce?" (bkz: ökünç) *: bu söz mevlana'ya aittir. aslı şöyledir: "eğer bir türk seslenirse, allah korusun, köpek değil erkek aslan bile kan kusar" dipnot l: şiir anlaşıldığı gibi kül tigin anıtını anlatmaktadır ve devamı vardır. fakat üşendiğim için devam etmeyeceğim. devamını ya bu entiriye editleyerek eklerim, ya bu başlığa başka bir entiri olarak girerim, ya da (bkz: türkçü şiirler) başlığında devam ederim. başka bir entiri girerek devam edersem entirino'sunu bunun altına editlerim. saygılarımla. dipnot ll: gizli bkz içindeki kelimelerin anlamları ilgili başlıklarda yazmaktadır. dipnot lll: kaynak rıdvanoğlu ahmet eğilmez - orkun yazıtları kül tigin yazıtı manzum
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üstnot: bir üstteki entirinin devamıdır. dinleyip bu öğüdü ulu ata sesinden, diz vurup ayrılalım dolanıp çevresinden. bakalım başka yerde ne var imiş görelim. sarsıldım, birden bire, derken yumuş verelim. usum gitti karıştı geçmişte karanlığa, nasıl kıydık son verdik, biz bunca kağanlığa? kağanların otağı bizlerden neler gizler? karanlıkta bir gölge otağ içini izler! bu çaşutun gölgesi görünmez gündüz bile, türk kağanı uyurken gölgeler gelir dile. duyulmaz sesleriyle boğazına kağanın, karahanlar çullanır tünde göğe ağanın, (bkz: ağmak) koynundaki yılanın sokarak öldürdüğü, bu kaçıncı kağanlık ikiye böldürdüğü? kün yabgu, çuluk kağan, bağa han'ı sayarak ağuyla kıvrandıran, kusturarak bayarak kasılıp titreyerek ölenleri gördümde; görmüyorsa belleğin "bu acunda kördüm" de. "alçalıp sürünerek ölmek benim yazımmış, yağıya inanmıştım, sıktığım boğazımmış..." düşürüp kırdırdığı beğleri birbirine, türk'ün kanı akarken içti süci yerine. solurken yılan gibi ıslık çalan dişiler, soluk yüzü üstünde sivri gözlü kişiler... tepişerek, sevinçten uçarak, kıvanarak, (bkz: kıvanmak) tin verirken türk kağan yerlerde kıvranarak! bu sevinci yaşatmak yağıya, söyle, niçin? pusudaki yağılar urus, purum, berçik, çin. kopunca alp bölüğü kokonor, altaylar'dan, yağının çerileri "düvelerden taylardan. oluşan bir sürüdür"* içine kurt dalınca, kaçışır yok olurlar, alplar dizgin salınca. yüzbinlik orduları taylar gibi kaçırtan, atlı er, tolgalı er, sen, acunu şaşırtan, yakışır mı yatakta tin vermek kıvranarak? at üstün kargı sal, çek yayı kıvanarak. bu ikiden hangisi saygı değer ölümdür? ağuların acısı tamudan bir bölümdür. görünce gövdesinde durur türk'ün tinini, yarağlanır almağa, kazar türk'ün sinini. birlik olursa budun, onu güç kıramaya! uluslar budun ola, tek oğuş ıramaya! budun tek yürek olsun tanrı vere esenlik, kalmasın bizde benlik, kalmasın sizde senlik. birlik ol, birbirine sarıl, kayna ve doğrul töre seni yüceltsin, kılar oğuz ya tuğrul. *: bu söz tabgaç kağanı tao börü'ye aittir ve çin askerleri için söylenmiştir. savaşta türk çerileri karşısında çinli çerileri anlatıyor. dipnot l: şiir anlaşıldığı gibi kül tigin anıtını anlatmaktadır ve devamı vardır. fakat üşendiğim için devam etmeyeceğim. devamını ya bu entiriye editleyerek eklerim, ya bu başlığa başka bir entiri olarak girerim, ya da (bkz: türkçü şiirler) başlığında devam ederim. başka bir entiri girerek devam edersem entirino'sunu bunun altına editlerim. saygılarımla. dipnot ll: gizli bkz içindeki kelimelerin anlamları ilgili başlıklarda yazmaktadır. dipnot lll: kaynak rıdvanoğlu ahmet eğilmez - orkun yazıtları kül tigin yazıtı manzum
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üstnot: bir üstteki entirinin devamıdır. gün batısı kapıdan üç eşiği inelim, gün batıya giderek sonra geri dönelim. kül tigin yapısının çevresini dolanan, iki adım eninde tuğla kaldırımından. geçerek, ileri de yerde kurban taşını, görerek duruyoruz, çevreleyip başını. üçbuçuk karış ancak kalınlığı bu taşın, adak sunar tanrı'ya hem yayda hem de kışın. eni iki buçuktur, boyu gelir üç adım, tanrı'mıza kaç kurban kesilmiş sayamadım. üç karış genişlikte ortasındaki delik, kesilen kurban sığır, at, koyun ya da elik(dağ keçisi), toprağa gömük giden, ağaçtan bir borudan, kurban kanı akarken uzaktaki kuyudan. şırıltılar geliyor, kulak asıp duyunca, kömen sarar çevreyi gözler dalıp durunca. kül tigin'in adına dikilen bengütaştan, okuyalım tigi'ni kağan olan kardaştan. ilteriş kutluk (#1015345) oğlu, çuluk kağan yeğeni, kür şad'ın (#2259421) eçi oğlu, kapgan kağan'ın da yeğeni, bu erkişi görelim neler yapmış acunda, tavşan dağı'nda duydum, acunun bu ucunda. doğanlar okusunlar, erlik nedir bilsinler, belleklere sokulan yalanları silsinler. her türkoğlu okuyup geçmişini tam doğru, öğrenip unutmasın geçmişine tam doğru, yönelsin. çığnanmasın, yabancı ayaklara, çığnatmasın, ayakta kalsın da dayaklara, yaslanmadan ayağı basın toprak üstüne. dedesi at sırtında bastı bu dağ üstüne. gönülde saklayalım, barışta ve savaşta. okuyalım, diyor ki; bilge kağan bu taşta; bu taşta yaılanlar unutulmaz olursa, gelecek kuşakların gönlünde yer bulursa, yine bilge kağan'lar (#1393235) kül tigin'ler (#1154211) yetişir. kadırkan ile uludağ, ek tağ ile bitişir. bu taşta yazılanlar unutulur olursa, türk bodunu gelecekte bir kür şad'ı bulursa, kırkbir yıl bekleyip de arayıp kultuk han'ı bulmallı, bir tonyukuk bir de kapgan kağan'ı kurt sürüyle igitip büyütülmüş balayı. (bkz: igitmek) kimseler bulabilmez göçüp gitmiş alayı gözlerim yaşlıdır da, okuyamaz bulanır, usum kömen içinde o çağlarda dolanır. dinliyorum en oku! atamız şöyle diyor; binüçyüz yıl önceden bu taşa söyletiyor! dipnot l: şiir anlaşıldığı gibi kül tigin anıtını anlatmaktadır ve devamı vardır. fakat üşendiğim için devam etmeyeceğim. devamını ya bu entiriye editleyerek eklerim, ya bu başlığa başka bir entiri olarak girerim, ya da (bkz: türkçü şiirler) başlığında devam ederim. başka bir entiri girerek devam edersem entirino'sunu bunun altına editlerim. saygılarımla. dipnot ll: gizli bkz içindeki kelimelerin anlamları ilgili başlıklarda yazmaktadır. dipnot lll: kaynak rıdvanoğlu ahmet eğilmez - orkun yazıtları kül tigin yazıtı manzum
    7. 15
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "küçük kardeşim kül tigin vefat etti. kendim düşünceye daldım. görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu. kendim düşünceye daldım. zamanı tanrı yaşar, insan oğlu hep ölmek için türemiş." -Kuzey yüzü